Uber Sohbetler

Geçenlerde İngiltere’de çok sempatik bir Uber şoförüne denk geldim. Arabaya biner binmez Türk müsünüz diye sordu. Biraz bozuldum! Neden mi? Çünkü bu aralar “are you spanish” sorusu en favorim. Ama öyle gelişiguzel bir şekilde değil! Her yıl düzenli olarak kendilerini ziyaret ettigimden ben aslında yari zamanli İspanyol sayılırım da ondan. Pek severim dillerini, danslarını.Bu yüzden hem İspanyolca dersi almişimdir hem de bir süre latin danslarina sarmişimdir. Bende yeri hep ayrıdır Barcelona`nin o gotik sokaklarinin, La Rambla Caddesi’nin, aşırı ferah sahil seridinin ve İspanya’nın henuz görmedigim güney şehirlerinin…

Türk olduğumu nasil anladigini sordum. Meğer Uber cağrimdan gördüğü ismimi daha önceden biliyormus. Oysa Türkiye’de etrafimdaki insanlarin hayatlarindaki tek Tülay muhtemelen bendim. Hollanda`da Türk mahallesinde büyümüş ve Türklere kendisini cok yakın hissediyormus, her Pakistanli gibi…

İki ülke arasında nasıl güçlü bir bağ olduğunu iyice anlamamı istiyordu. Kurtuluş Savaşı’nda sadece Pakistan’in Türkiye için savaşmaya geldiğini söyledi. Bu konuyla ilgili en son okuduğum yazı ilkokul tarih kitaplarindaydi muhtemelen ama savaşmaya gelemedikleri gibi bir bilgi kalmış aklımda. Sonrasında biraz kurcaladım; hem maddi hem de manevi olarak ordalarmış.

Pakistan halkının Türklere karşı sevgisi o kadar fazlaymis ki Pakistan’a gidecek olursam ve Türk olduğumu söylersem kafelerde, restoranlarda ödeme kabul edilmeyeceğini, insanlarin bizi ücretsiz ağirlamaktan büyük bir mutluluk duyacağindan bahsetti. Şaşırmıştım ama hoşuma gitmisti. Avrupanin pek çok yerinde ayrimciliga maruz kalirken, bir ulkede -ki bu Ortadoğuda bir ulke olsa da- baş üstünde taşınmak ruhumu okşamisti.

Şoför Pakistan`i mutlaka ziyaret etmem konusunda beni motive etmeye calisiyordu. Doğrusu Pakistan bana Ortadoğunun cagristirdigi herşeyi cagristiriyordu ve bunlar pek de çekici değildi. Bu yüzden bu ziyaret icin daha fazla motivasyona ihtiyacim vardi.Bunu farkedecek olmali ki konuyu Keşmir den acti. Meşhur kaşmir kumaşının üretildiği o topraklardan…Hindistan ve Pakistan arasinda bir türlü paylaşılamayan büyük yara…Neyse ki bu durumdan haberdarim! O kadar cahil olmadiğimi hissettirmek icin Kesmir halkinin Müslüman olduklari konusunda cevabini bildigim bir teyit istiyorum. Evet diyor. Şehirin yüzde 95`i Müslüman olduğu icin Pakistan şehre sahip olmak istiyor ancak Hindistan tabi ki orali degil.Türkiye de tabi ki Pakistani destekliyormus, bağımsızlığını ilk ilan edip 1947 de Hindistan`dan ayrildiklarinda nasil desteklediyse…Bir de Keşmir halkinin ne kadar açık ve parlak tenli, uzun boylu olduklarindan hayranlikla bahsetti. Belli ki açık tenlilik bizde oldugu gibi orada da rağbet goruyordu.

Konu tabi Türk yemeklerine de geldi. Sarma ve pilavi cok seviyormus. Ben de gururlarak Türk mutfağının dünyanin en iyi ve en zengin mutfagi oldugunu soyledim. Oysa Avrupa disinda gordugum bir mutfak mi vardi acaba? Bugune kadar Asyada herhangi bir ulkeyi ziyaret etmemistim. Neyseki beni duzeltti. Pakistan ve Hindistan mutfaginin da oldukca zengin olduğunu soyledi. Zenginlik konusuna birşey diyemezdim dogrusu. Sokak yemekleri bile çesit çesitti bu ülkelerde. İngiltere’de de adim başi Hint restoranlari bulunuyordu. İngiliz mutfağindaki boşlugu farkeden Hintliler kendileriyle birlikte mutfaklarini da oldugu gibi buraya taşimis ve burada bir hakimiyet kurmus gorunuyorlardi. Market raflarinda da hazir Hint yemekleri bulunuyordu. Ne yazik ki bir kac kere deneme gafletinde bulunmustum. Soslar ve baharatlar o kadar yogun oluyor ki ne yediginizi anlamiyorsunuz. Yediginiz tavuk lezzetli miydi? Yoksa lezzetsiz bir yemegi soslarla susleyerek cekici hale mi getiriyorlardi? Bu sos ve baharat kulturu Pakistan icin de gecerliymis ama ovunerek yemeklerinin Hindistan`a kiyasla daha az baharatli ve daha lezzetli oldugunu soyledi. Ona inanmistim. Zaten Hint mutfagindan daha fazla baharati bir yerde goremeyecegime emindim.

Varis yerine ulasmistik.Avrupa`da ansizin karsilasan iki eski dost gibi raki masasinda oturup eskilerden konusup dertlesmistik adeta. Ama onun benim aksime raki masasina hic oturmadigindan neredeyse eminim.

Uberden inerken tatli bir his olusmustu icimde. Yeni dunyamda pek cok sey öğrenecek ve deneyimleyecektim. Türkiye`de iş-ev, Moda-Bostancı ve yazın bir iki defa uğradığım güney sahilleri üçgeninde gidip gelirken bir de korona ve Türk parasının bu denli düşüşü ile yurt dışından elimi eteğimi çekmiş, dünyada olup bitenlere duyarsızlaşmıştım. Umduğumu bulamadığım ilişkiler ve girişimler derken küçük kaygıları büyütmüştüm. Burada ise birbirinden farkli halklar ve kültürlerle iç içe yasiyordum, adeta dünyanin merkezinde gibi hissediyordum. Hedeflere ulaşmak artık o kadar zaruri olmasa da en zor hedefler bile çok yakındı artık! Eski kaygilarim şimdi küçüktü; dünya ise kocaman!

Sohbet icin cok tesekkür ederek şoförle vedalaştim. Baktim bir de günes acmis West Midlands topraklarina! Keyfim daha da yerine gelmişti, Spotifyda hemen Buyuk Ev Ablukada`nin o sarkisini buluverdim:

Güneş yerinde ! Herşey yolunda !


Posted

in

by

Tags:

Comments

Yorum bırakın